Buda ‘nın bir ağacın altında oturup dinlemesiyle başlar hikaye . Oturup dinlenmek , derin nefes alıp varlığın tüm hücrelerde hissemekle gelir aydınlanma. Her gün baktığınız evlere, ağaçlara ve insanlara farklı bir pencereden bakma. Aynı bedenin içinde farklı bir ‘ben ‘bulma…
Oysa en iyi olmayı hedef haline getirmiş modern dünyanın narsist benliklerinin en az yaptığı şeydir oturup dinlenmek. Çocuklarımız konuşmaya başladıkarından itibaren daha iyi olma maratonuna alırız ikinici bir dil öğrenmesini , bale yapmasını, en iyi okula yerleşmesini, en iyi dereceyle mezun olmasına, en iyi iş yerinde çalışmasını sonu bitmeyen en iyileri amaçlarız onlar için. Bir yerlere koşuşturmaya daha iyisi olmaya bağımlı hayatlarımıza öylesine dalarız ki ; nefes almak yemek yemek gibi hayati olayların hazzına varmadan vaktimizi harcarız.
Böyle zamanlarda güzel bir duraktır ‘nefes almak’ . Doğru nefes alma teknileriyle bunu rutin bir olay olmaktan çıkartıp yaşam enerjisi, pranaya , saygı duruşuna çevirir. Bu yüzden yüzyıllık, eski bir öğretinin temelidir oturup ‘nefes almak’…
Bazen insanların buna ihtiyacı vardır; oturup kendilerinin dışında akıp giden dünyayı hissetmek… Narsist bir benlik için kaqbul edilemez ‘onsuz ‘bir hayat . Ama evren ve yaşam için ‘biz’ olmasakta yaşam mümkündür. Milyonlarca taraftarı ve takipçisi olan birçok insan öldükten sonra yaşam devam etmiştir. Belkide varlığımız yada yokluğumuz yaşamı bu kadar etkilemezken onda gerçekleşen en ufak bir değişim bizim tüm dünyamızı alt üst edebilmektedir.
Bu yüzden insan arada oturup kendi dışında akan dünyayı ve enerjiyi hissetmeli ve kendini buna bırakmalıdır.Bunu yapabildiği sürece insan o enerjiyle birleşip bütün olabilir , ruhunu özgürleştirip aydınlanabilir. İşte tüm bunları mümkün kılmanın yoludur YOGA. Popüler bir spor, dinselleştirlmeye çalışılmış bir öğreti, kabullenilemeyen bir gerçek olmanın çarkları arasında döndürülen bir yaşam dır YOGA. |