Neden zihnimize bir çaba uygulamak zorundayız? Sorusunu düşündüğünüz zaman garip gelebilir, anlam veremeyebiliriz. Çünkü bizim benliğimizi yönlendirenin zihnimiz olduğu düşüncesiyle hep hareket ederiz. Farkında olmadan zihnimiz “anı” yaşamaktan uzaklaşıp, yaşamımızı çıkmaz bir duruma sokabilir.
Bunu zihnimizin çalışma şekliyle incelediğimizde; • Maymun gibi sürekli oradan oraya atlayan bir zihnimizle yaşadığımızı düşünürsek, hiç bir şeyi tam yapmayıp, sürekli yarım bıraktığımızı görürüz. • İnek zihnine sahipsek; sürekli geviş getirerek, eskiyi taze tutar, hep sar baştan yaşarız. • Tembel hayvan zihnine sahipsek de; kendimize bir çember çizer ve kendi dünyamızda yaşarız.
Maymun gibi zihnimizi çalıştırdığımızda; bir kitaba başlayıp onu bitirmeden diğer bir kitaba saldırırız ya da keman kursuna başlayıp tamamlamadan, yelkene başlayabiliriz. Bunlar zihnimizi öyle böler ki bir türlü mutlu olamayız. Zihnimize çaba uyguladığımızda bir programa göre davranıp, adım adım yol çizersek oradan oraya atlamayı bırakıp, yolumuza devam edebiliriz.
Tembel hayvan gibi, her zaman aynı yerde yemek yiyip, aynı cafede kahvemizi içiyor ve hiç değişiklik yapmadan evimize aynı yoldan gidiyorsak. Zihnimiz sürekli aynı şeyleri yaparak, kendini güvene alıyor demektir. (Kendi çemberinde yaşamak) Bu da kendimizi kısıtlamamıza ve farklı şeylere yönlenmememize neden olur. Zihnimizin gelişmesi ve bizi yönlendirebilmesi için yeni şeylere ihtiyacı vardır. Bunun içinde çapa uygulamak gerekir. Yeni yerlere gidip, farklı kişileri tanıyıp, farklı yolları deneyerek zihnimizi şaşırtabilir ve hayata bakış açımızı değiştirebiliriz. Zihnimizi yönlendiren ona yol gösteren biziz. Çünkü zihnimiz ne yapacağını ve nereye gideceğini bilemez. İnek zihnine sahipsek; geçmişe takılıp kalırız, anın gerçekliğinden uzaklaşıp sürekli geviş getiririz. Zihnimiz bizimle sürekli konuşmak ister “anı” yaşamak istemez, hep geçmişte kalmak ister. Zihnimizi sürekli geçmişte bırakarak aynı olumsuzlukların defalarca yaşanmasına sebep oluruz. Anı kaybederiz. Anda kalabilmek ve nötr olabilmek için zaten yaşamış olduğumuz geçmişten ders alıp, tekrarlanmaması için çaba harcamalıyız. Patanjali der ki: Sadece bak!
Zihnini bırak gitsin, bırak zihnin ne yaparsa yapsın. Sadece bak. Müdahale etme. Sen sadece bir şahit ol, ilgisi olmayan bir seyirci, sanki zihin sana ait değilmiş gibi, sanki seni hiç ilgilendirmiyormuş, sanki senin işin değilmiş gibi. Hiç üzerine alınma. Sadece bak ve bırak zihnin uçsun gitsin. Zihnin, geçmişin devinirliği yüzünden daima akıp gitmesine yardımcı olduğun için akıp gider. Faaliyetin, kendi momenti vardır, o yüzden akar. Sen işbirliği yapma. Sadece seyret ve bırak zihnin akıp gitsin. Zihnimizi boşaltmamız gerekir ki yaşadığımız hayatta var olduğumuzu görelim. “Anı” yaşayarak daha huzurlu bir zihne sahip olmak ve hayata tekrar uyanabilmek. OM Santih |